KIYI TURİZMİ

Van Gölü nedeniyle potansiyel olarak kıyı turizmi imkanı mevcut olmakla birlikte henüz turizm amaçlı düzenli bir kıyı çalışması mevcut değildir.Buna rağmen Ayanıs, Amik, Mollakasım,Çitören ve kısmi olarak ta Güzelkonak sahilleri kıyı turizmi amaçlı doğal haliyle kullanılmaktadır.
KÜLTÜR TURİZMİ

a. İpek Yolu Turizmi İlimiz tarihi ipek yolu güzergahı içerisindedir. Ancak bu özelliği henüz turizme kazandırılmış değildir.

b. İnanç Turizmi İnsanların devamlı ikamet ettikleri, çalıştıkları ve her zamanki olağan ihtiyaçlarını karşıladıkları yerlerin dışına, dini inançlarını gerçekleştirmek inanç çekim merkezlerini görmek amacıyla yaptıkları turistik amaçlı gezilerin turizm olgusu içerisinde değerlendirilmesi İnanç Turizmi olarak tanımlanabilmektedir.

Dinlerin ortaya çıkışından itibaren dini otoritelerin emirleri doğrultusunda kutsal yerlerin ziyareti kişisel tercihlerin ötesine geçmiştir. Bunun sonucu olarak kutsal yerler yüz binlerce kişiye ev sahipliği yapmış ve kitlesel bir hareket olarak kendisini göstermiştir. Temelini dini inançların tatmininden alan inanç turizmi; dünya barışının ve kültürlerarası iletişimin gelişmesinde de önemli rol oynamaktadır. Aynı dine mensup fakat dünyanın farklı bölgelerinde yaşayan insanlar, dinlerinin kutsal mekanlarında bir araya gelerek dini inançlarını paylaşmanın yanı sıra birbirleriyle ve aynı dine mensup olsun veya olmasın yerel halka sosyal ve kültürel anlamda bir etkileşim içerisine girerler. Bu noktada inanç turizmi; farklılıkların ve çeşitliliklerin ortaya çıkmasına ve bunlara dinsel hoşgörü, saygı, sevgi ve anlayışla bakılmasına katkı sağlayan evrensel bir kurum niteliğine sahiptir.

Çağımızda üç büyük dinin buluşma yeri olan Anadolu, farklı inançların ve medeniyetlerin buluştuğu bir coğrafya üzerinde yer almaktadır. Bu özelliği ile Türkiye'de inanç turizmindeki mevsimsel özellik (dini tören ve anma günleri) tüm yıla yayılma özelliği gösterir.

Ülkemiz birçok farklı tarihi ve kültürel değerlerin bir arada bulunabildiği ender ülkelerden biridir. Tarih boyunca pek çok medeniyet bu topraklarda uyum içinde yaşamış ve günümüze zengin ve renkli bir miras bırakmıştır. Ülkemizin sahip olduğu tarihsel ve arkeolojik zenginlikler şüphesiz ki, diğer dinler açısından da son derece önem arz etmektedir. Türkiye, inanç turizmi açısından bir açık hava müzesi konumundadır.

İslam ve Hıristiyan inancına ait medeniyetlere ev sahipliği yapan ilimiz, inanç turizmi potansiyeli açısından önemli bir merkez konumundadır.Üzerinde barındırdığı; Hüsrevpaşa Camii, Akdamar Kilisesi, Kaya Çelebi Camii, Çarpanak Kilisesi gibi önemli eserler ziyaretçilerini beklemektedir.


Hüsrev Paşa Külliyesi

Eski Van Şehri’nde yer alan ve cami, medrese, han, hamam, sıbyan mektebi, türbe, misafirhane ve imaretten oluşan külliyenin çekirdeğini, Hüsrev Paşa Camii oluşturmaktadır. Mimar Sinan’ın eseri olan Cami, Van Beylerbeyi Köse Hüsrev Paşa tarafından 567 tarihinde yaptırılmıştır. Yaklaşık kare planlı olan harim mekanının üzeri tromp geçişli bir kubbe ile örtülüdür. Beş gözlü son cemaat yeri yıkılmıştır. Kuzeybatıda minare yer almaktadır. 2 m yüksekliğe kadar duvarları kaplayan çinilerin Rus işgali sırasında sökülerek Leningrad Müzesi’ne götürüldüğü söylenmektedir. Dışa taşıntılı mihrap, kalker taşından yapılmıştır. Dış cephedeki renkli taş işçiliği dikkat çekicidir.

Akdamar Kilisesi

Şehir merkezine yaklaşık 50 km uzaklıktaki Gevaş İskelesi’nden kalkan teknelerle yapılan 20 dakikalık zevkli bir motor yolculuğundan sonra adaya ulaşılmaktadır. Adaya yaklaştıkça sivri külahlı kilise dikkat çekmektedir. Üzerinde badem ağaçları bulunan ada eşsiz bir güzelliğe sahiptir. Özellikle bahar aylarında, adanın karşısında yer alan üzeri karla kaplı Artos Dağı’yla etkileyici bir görünüm oluşur. Adaya vardığınızda mutlaka yükseklere tırmanın, doğanın sunduğu müthiş güzellikler sizi farklı duygulara sürükleyecektir. Akdamar Kilisesi 95-92 yılları arasında Vaspurakan Kralı I. Gagik tarafından, Mimar Keşiş Manuel’e yaptırılmıştır. Kilisenin güneybatısındaki şapel 296 tarihinde, doğusundaki şapel XIII.y.y.’da, batısındaki Jamatoun 763 tarihinde, güneyindeki Çan Kulesi ise yüzyıl sonlarında ilave edilmiştir. Kuzeyindeki şapelin tarihi ise bilinmemektedir. Haç planlı Kilise, mimarisi kadar dış cephesini saran bitki ve hayvan motifli kabartmalarla da göze çarpmaktadır. Kabartmaları yapan ustalar İncil ve Tevrat’tan sahnelerle günlük olayları anlatmışlardır

Çarpanak Kilisesi

Van’ın merkezine yakın Dibekdüzü köyü burnunun açığındaki adaya Van iskelesinden veya köyün iskelesinden ulaşılıyor. Adanın kuzey yönünde kurulmuş olan Ctouts Manastır Kilisesi St. Jean’a adanmıştır. Batısında Jamatoun ve kuzeydoğusundaki şapel, kompleksi tamamlamaktadır. Manastır topluluğunun tarihi IX. yüzyıla kadar uzanıyor. Manastır gezisinden sonra adanın güzel kumsallı plajında güneşlenmek ve göle girmek ise bu gezinin küçük bir ödülü olmaktadır.


Adır Kilisesi

Adaya ulaşım, şehir merkezine 40 km. uzaklıkta bulunan Yaylıyaka Köyü ile Erciş ilçesinden teknelerle sağlanmaktadır. XI. y.y.’da yapılan ve önemli bir kitap yazma merkezi olarak ün kazanan manastır; Saint Georges Kilisesi, Saint Sion Şapeli, papaz okulu ve keşiş hücreleri gibi bölümlerden oluşmuştur. 766’da ise yapıya Jamatoun eklenmiştir.



Kaya Çelebi Camii
Osmanlı devrinin önemli yapılarından biri olan ve Eski Van’ın günümüzde kullanılan tek mimari eseri olan caminin yapımına Kaya Çelebizade Koçi Bey tarafından 660 tarihinde başlanmış, ancak Koçi Bey'in idam edilmesi üzerine 663 yılında Cem Dedemoğlu Mehmet Bey camiyi tamamlatmıştır. Plan ve mimari bakımından Hüsrev Paşa Camii örnek alınarak yapılan cami, kare planlı üzeri tromp geçişli bir kubbe ile örtülüdür. Kuzeyde beş gözlü son cemaat yeri ve kuzeybatıda dışa taşıntı yapan bir minare ile küçük bir avlu yapıyı tamamlamaktadır. Caminin yapımında renkli taş kullanılmıştır.

ANA SAYFA
TURİZM
OTELLER
ULAŞIM
FİRMAMIZ
İLETİŞİM
ZİYARETÇİ DEFTERİ